2 Haziran 2017 Cuma

Çin Malı Motosiklet Alınır mı?

Nedir Şu Çin Malı Muhabbeti?

Motosiklet kullanıcıları arasında bazen Çin malı motor çekişmelerine rastlarsınız. Bu muhabbetlerde genelde şöyle cümleler kurulduğuna şahit olmuşsunuzdur:
"Çin malı motor alacağına üçbeş kuruş fazla verip japon malı al"
"Çin malı alırsan masrafları ile birlikte diğer markaları geçer zaten"
"Çin malı motosiklete binmek intihardır"
"Canını seven çin malı almaz"
Diğer taraftan;
"Bütün markalar da Çin'de üretiliyor, hepsi Çin"
"Çin malının kaliteli olanları da var"
"Ben aldım kullanıyorum, hiç problem yaşamadım"
türünden cümleler de kurulur. Peki bunların gerçekte hangileri doğru ya da yanlış. Çok tartışılan konular olsa da bu konuyu incelemeye çalışacağız.



Fiyat Performans Meselesi


Bir ürüne ödediğiniz bedelle, üründen elde ettiğiniz faydanın karşılaştırılması sonucuna Fiyat/Performans deniyor. Aslında bu finansçıların dilinde Fayda/Maliyet analizi olarak geçer ve iş hayatında da sıklıkla kullanılır.

Matematiği kuvvetli olanlar buraya gelsin.



Bazılarınıza belki biraz ilginç gelecek bir hesaplama yapmak istiyorum: 

A kişisi olarak, 3.000 liraya, yıllık bakım masrafı 500 lira olan bir motosiklet alan ve bununla 3 yılda motosikletinin sınırlarının farkında olarak, fazla da zorlamadan 10.000 kilometre yapan birini düşünün. Elde ettiği fayda 10.000 kilometre gezme tozma, motora göre aldığı keyif vesaire. Her kilometrede 0,50 TL keyif aldığını varsayalım.(ilginç gelecek kısım buydu, evet... ama yorum yapmak için acele etmeyin ve okuyun) Bu motordan bu arkadaş 5.000 TL lik keyif aldı diyelim. İkinci el fiyatı da %70 düşüğü olsun motoru da satışa çıkardık sattık diyelim. Buradan da 2.100 TL gelir elde etsin. Bu 3 yıllık motosiklet serüveninin A kişisine maliyeti: 4.500 TL, toplam getirisi de 7.100 TL olmuştur. Toplam sürücümüz 2.600 TL'lik fayda elde etmiş oldu. 7100/4500=1,58  (Yüzde 58 ile bayağı karlı çıktı kerata...)

Diğer taraftan B kişisi olarak ;15.000 TL'ye yıllık bakım masrafı kaliteli olmasından ve fazla arıza çıkarmamasından ötürü yine 500 lira olan bir motosikleti alan ve bununla 3 yılda motosikletinin sınırlarını bazen zorlayarak, ucuz olana göre daha rahat kullanarak 10.000 kilometre deviren birini düşünün. Bunun da elde ettiği fayda 10.000 kilometre, prestijli bir marka üzerinde gezme tozma, kilometrede diğerinin iki katı 1 TL keyif aldığını düşünün 10.000 TL'lik keyif almış oluyor. Bu serüvenin toplam maliyeti de 16,500 TL olmuş oluyor. Motoru %70 düşüğüne sattık diyelim 11.550 lira da buradan gelecek. Faydalar toplamı 21,550 TL, maliyetler toplamı ise 16.500 TL toplam elde edilen net fayda 5.050 TL olsun. (Diğerinin neredeyse iki katı değil mi? Ama fayda/maliyet hesabı böyle yapılmıyor malesef) 21.550/16.500=1,31 yani %31 ile diğerinin biraz altında kaldı. Hem de bu serüvene daha çok para bağladı. Peki ya güvenlik ne olacak? Güvenliği dikkate almadık. Onun bedeli zaten tartışılmaz. Aslında bu iş, sizin bir motosikletten ne beklediğinizle yakından alakalıdır.

Hesaplamada yakıt masrafları, yaklaşık olduğu varsayılarak dikkate alınmadı.

Şimdi biraz da sıkıcı olan bu hesaptan çıkan sonuç, anlatılmak istenen, rakamlar üç aşağı beş yukarı değişse de çin malı olan ve olmayan motorlardan aldığınız keyifi ölçebiliyor olsanız ve aldığınız bu keyif gerçekten çin malı motora göre iki katı hatta üç katı fazla dahi olsa, Çin malı motorların fiyatlarının oldukça düşük olması nedeniyle, bu yönde sundukları avantaj yüksektir, fiyat/performans avantajı cezbedici gelmektedir. Bu durum, piyasada neden bu kadar çok tercih edildiklerinin, bir çok motorcunun altında neden çin malı motor olduğunun, insanların ekserisinin bu hobiye neden çin malı motorlarla başladığının cevabıdır.



A kişisi, cebindeki kısıtlı para ile hesaplı bir motosiklet aldı, bakımlarını titizlikle yaptı ve dikkatli bir şekilde bindi. B kişisinin ise bu iş için ayırdığı A kişisinin 5 katı parası vardı, o da parasını bu hobiye yatırdı ve daha güvenli ve huzurlu bir şekilde motoruna bindi, bakımlarını aksatsa dahi motor bunu pek sorun etmedi vesaire... 

Şimdi burada dikkatimizi çekmesi gereken en önemli husus güvenlik hususudur. Fiyatın düşük olması cezbedici olsa da Çin malı motorlarda güvenlik konusunda sürücünün kendisi çok daha titiz olmak zorundadır. Motosikletinin sınırlarını çok iyi bilmelidir. Bu sınırlara fazla yaklaşmadığı taktirde ancak güvenli sürüş elde etmesi mümkündür. Pahalı markaların gerek kalite kontrollerinden, gerekse malzeme kalitelerinden ötürü daha güvenli oldukları kabul edilir.



İnsan beyni, tercih yaparken bazı şeyleri otomatik olarak hesaplıyor. Satın alma tercihinde, yukarıdaki hesapları beynimiz hızlıca kendiliğinden yapıyor. Aslında işin bu noktadaki özü şu, her kes parasına ve beklentisine göre hareket ediyor. Ucuz motosiklet alanlar da bunu "dur şu düşük kalite motosikleti alayım da başım ağrısın" diyerek almaz. Onlar da biliyor pahalı motorun daha kaliteli ve sorunsuz olduğunu. Ancak bu noktada, tercihlerinden dolayı insanları yadırgamak kesinlikle doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Altta çin malı bir motorla uzun yol seyahat eden bir çifti görebilirsiniz. Bu işten gayet keyif aldıkları her hallerinden belli.



Motosiklet hobisine başlayacaklar, bu iş için ayıracakları bütçeyi iyi belirlemeliler. 3.000 - 5.000 liralık başlangıç motosikleti ayarında çinli motorlara bineceklerse veya biniyorlarsa da eğer motosikletten hayat boyu alacakları keyfi, daha güvenli bir biçimde elde etmek istiyorlarsa bütçeleri el verdiği takdirde daha güvenli olan daha üst modellere, kendini ispatlamış motosiklet marka ve modellerine geçiş yapmayı hedeflemeliler.

Bu motorsikletler, tercihe göre yine bir çin malı motosiklet dahi olabilir fakat kalitesini ispatlamış motosikletleri kullanmak her zaman motosikletçinin öncelikli tercihi olmalıdır.


Çin Malı Motorlar Gerçekten de Kalitesiz mi?

Böyle bir genelleme yapmak mümkün mü? Evet, Türkiye piyasasındaki çin malı motosiklet modellerinin bir çoğunun kalitesiz malzemelerle üretildiğini görürsünüz. İstisnaların kaideyi bozmadığını hatırlatalım. Çin dışındaki diğer markaların da bir çoğunun kaliteli olduğu hepimiz tarafından biliniyor. Yani Çinliler çoğunlukla kalitesiz, Çinli olmayan diğer markalar da genellikle kaliteli. Her ne kadar son yıllarda bazı markalar kendilerini aşmış olsa da bu durum halen gerçekliğini koruyor.



Kaliteden kasıt, parça kalitesi, servis kalitesi, servis ağı gibi unsurlar ve aslında göreceli bir kavram. Çabuk arızalanma, akü ömrünün çabuk tükenmesi, motor ve buji arızaları, karbüratör arızaları, mekanik parçaların kalitesizliği, plastik aksam ve grenaj kalitesizliği, güneş ışığı mukavemetinin olmaması, vida gevşeme, egzos çürümesi, paslanma bunlardan bazılarıdır. Motosiklet alırken kronik bir arızası olup olmadığını araştırmanızda fayda var. Daha sorunsuz motorlar var mı? Elbette var.

Zevkler ve Renkleri tartışalım.

Her ne kadar bu konuya "zevkler ve renkler" gözüyle bakılsa da ben şahsen konuya biraz daha nesnel yaklaşmayı tercih ediyorum. Hepimizin çevresinde sevdikleri var. İnsan hayatı hiçte ucuz değil. Dolayısıyla bu hesaplı motosikletlere binilmesin demeye kimsenin hakkı yok fakat şunu belirtmek çok önemli. Bindiğiniz aletten çok yüksek performans beklerseniz ve sınırları çok fazla zorlarsanız canınız yanar. Hem kendimizi hem de çevremizdekileri üzmeye gerek yok.



Bunun dışında, motosiklet sürücüsünün bariz hatalı olduğu yaralanmalı ve ölümlü kazaların çoğunun pahalı motosikletlerle yapıldığını da unutmamak gerekiyor. Çünkü ucuz motosikletler çok tehlikeli hızlara zaten pek çıkamadıkları için bu noktadaki riskleri de azalmış oluyor. İşin özü, motorcu kendini ve motosikletini iyi tanıdıktan sonra pek sorun çıkmaz. Ama kendini bilmeyen birinin altında yavaş giden bir motor da olsa güvenli bir motor da olsa insan hayatını tehlikeye atabilir.


Hedef Kitlesi Farklı

Her motosiklet çeşidini çoğunlukla farklı bir kitlenin kullandığına şahit olmuşsunuzdur. Pizzacılar, motokuryeler, deri giyinen choppercılar, endurocular bunların tipik örnekleridir. Eşimin memleketine gittiğimde (Afyon'un bir ilçesi) ilçedeki tüm motosikletlerin, aynı markanın aynı modeli olduğunu gördüm. Sanki belediye dağıtmış gibi düşünün. Kahvehanenin önünde sürekli motorlar birbirine karışıyor vesaire... Gencinden yaşlısına çoğu vatandaş, hem hesaplı hem de sorunsuz bir çin malı motor kullanıyor. Belki çoğuna "motosikletçi" denmez ama o marka-modelin oraya hitap ettiği çok belli. İşte hesaplı motorlarla pahalı motorlarda da durum bundan farklı değil. Sadece hitap ettikleri kesim birbirinden farklı diyebiliriz.

Astarı Yüzünden Pahalı Olur Diyenler

Bu konuda, gerek internette gerekse motosiklet camiasında çok farklı yorumlarla karşılaşmak mümkün. Kendini savunma psikolojisinin gereği olarak herkes kendi yaptığının doğru olduğunu kabul ediyor (öyle olmasa yapmazdık zaten) ve bu fikri sonuna kadar savunuyor. Genelde astarı yüzünden pahalı olur diyen kesim pahalı motorları savunan kesimdir fakat 3.000 liralık bir motoru komple yenileseniz yine yaklaşık 3.000 lira verirsiniz. Kullandığınız çin malı motorla aynı CC'de ve tipte olan pahalı motorların fiyatına yine de ulaşamıyorsa açık ve net bir şekilde bu hesap yanlıştır. Bunun yerine bu iki tip motorlarda güvenlik ve konfor gibi konulara değinmenin ve bunları karşılaştırmanın daha yararlı olacağını düşünüyoruz.

Çin Malı Kaliteli Üretim Motorlar

Çin, üretimde kalite yelpazesini oldukça geniş tutabilen bir ülke. Size bir ürünü çok düşük fiyatlara kalitesiz olarak da üretebiliyorlar. Aynı ürünü yüksek kalitede, mükemmel rekabetçi bir yapıda, sorun çıkarmayacak biçimde de üretebiliyorlar. İşte bu yüzden çin üretimi bir ürüne "çin malı" deyip geçmek çok doğru değil. Kullandığımız elektrikli ev aletleri, bilgisayarlar, televizyonlar vesaire bunların bir çoğu çinde üretiliyor fakat satın aldığınız markanın garantisi altında olduğu için kaliteden taviz vermeyen markaları kullandığımızda "çin malı" ifadesi sorun olmaktan çıkıyor ve hem üretici hem de tüketici için maliyet avantajına dönüşebiliyor.


Bakımları Yapılmayan Motosiklet, Ejderha olsa Farketmez :)

Fiyatı ne olursa olsun bir motosiklet için zamanında yapılan bakım, uzun ömürlü bir motosiklet ve keyifli, güvenli sürüş anlamlarına gelir. Eğer motosikletinizin bakımlarını zamanında yapmazsanız altınızdaki motor en iyi markanın en iyi modeli bile olsa sorun çıkarır. Sadece kaliteli ve pahalı markalar, parça kalitesinden ötürü bakımsızlığı daha uzun süre tolere ederler. Fakat bakımı yapılmamış prestijli bir markanın pahalı bir motosikleti, arıza çıkardığında çok daha yüksek bakım maliyetleri ile karşı karşıya kalırsınız.





Efsaneleşmiş Marka ve Modeller

Mondial : Servis ağı, hizmetleri, yedek parça fiyatları oldukça iyi, Türkiye'nin en çok satan motosiklet markası. 

Öne çıkan modelleri: 

150 MR Vulture
RX3i EVO (Mondial'in 2014 yılında piyasaya çıkan endurosu)
X TREME MAX 150 Cross motor
250 MCT


Asiawing : Güzel motosikletler üretiyor ama ne yazık ki Türkiye'de yok.

Regal Raptor: İngiliz polisi, bu motosiklet markasının hava soğutmalı modellerini kullanıyor. Görüntü olarak tatmin edici, kalite olarak da hiçte fena olmayan motosikletler üreten bir Çin markası.

Regal Raptor DD 250 : Kalitesi beğenilen bir model.

Kanuni Motor: İsminin "Kanuni" olması sizi yanıltmasın çin malıdır. Türkiye'de montajı yapılmaktadır. Diğer Çin'lilere göre daha tatmin edici modelleri bulunmaktadır. 

Kanuni Tiger 250: Şık ve kalitesini ispatlamış bir çinli.

İster çinli, ister hintli, ister alman, ister italyan olsun. Motosiklet, keyiftir.

Kaskınız başınızda, rüzgarınız arkanızda olsun. motokeyif 02.06.2017




1 Haziran 2017 Perşembe

Motosiklet Eldiveni Seçimi

Dışarda hava soğuk olmasa bile motosiklete bindiğinizde hissettiğiniz hava sıcaklığı, hızınıza bağlı olarak 10-15 derece aşağıya düşer. İşte tam da bu durumda motosiklette kıyafet seçiminin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. 

Bu kıyafetlerden biri de; biz motosikletçilerin yüzlerce farklı seçenek arasından özenle seçerek aldığı ve çoğumuzun da severek kullandığı, eldivenlerimizdir. 


Motosikletimizi eldivensiz kullanmamaya özen gösteriyoruz ki olası bir düşme, çarpma anında ellerimizi darbelerden korusun. Hatta herhangi bir çarpma düşme olmasa dahi eldivensiz kullanmak zamanla elcikleri tuta tuta ellerinizin iç kısmının nasır bağlamasına ve rüzgardan ellerinizin acımasına sebebiyet verir. Elcik korumayı da hem her motosiklete uygun bulmanız mümkün olmayabilir hem de olası bir kazada elcik koruma hiçbir işe yaramaz. Böyle şeylere hiç gerek olmadığı ortada. Bu nedenle; eldivensiz kullanmak bir yana, genelde sağlam bir motosiklet eldiveni uzun soluklu kullanılabildiği için kendinize kaliteli bir eldiven edinmemizde fayda var.

Mevsime Göre Eldiven Seçimi

Farklı markaların çok çeşitli eldivenleri olduğunu görebilirsiniz. İçi miflonlu yumuşacık ve nispeten kalın kumaşla üretilmiş kışlık eldivenlerin yanında fileli veya ince kumaştan imal edilmiş yazlık eldivenler bulabilmek mümkün. 



Kışın haliyle daha soğuk olduğu için ve elleriniz de açıkta kalacağı için soğuk aylarda eldivensiz dolaşmak oldukça sıkıntılıdır. Kışlık eldivenlerin bir handikapı şudur: eldiven, normalden daha kalın üretildiği için eğer sıcak tutsun diye çok kalın bir eldiven alırsanız bu sürücünün el hassasiyetini azaltacağı için sürüşü biraz zorlaştırabilir. Bunun önüne geçmek için yazlık eldivenlerin içine bir kat ince bandocu eldiveni giyebilirsiniz. Bandocu eldiveni ince ve ele yapışan tipte bir eldiven olduğu için elinize giymiş olduğunuz bir içlik vazifesi göreceği için ısıyı korumanıza yardımcı olur. Kışlık eldivenler kadar sıcak tutmasa da bu şekilde el hassasiyeti çok fazla azalmayacaktır.


Parmaksız Eldivenler İş Görür Mü?

Parmakları olmayan bir eldiven, aslında kısa kollu bir motosiklet montu ile aynı mantıktır. Normal bir motosiklet montunda koruma olarak omuzluk,dirseklik, bel desteği ve sırt desteği bulunur. Dirseklik yoksa dirsekler zarar görür. Bunda da eğer düşerseniz , tabi nasıl düştüğünüze de bağlı olarak, parmaklarınız zarar görür. Soğuktan korumaması da cabası. Bazı motorcuların, biraz da işin show tarafına kaçıp, böyle parmaksız eldivenlerle motosiklet kullandıklarına rastlarsınız. 

Hiç eldiven takmamak elbette daha kötüdür fakat şunu da unutmayın: Her motosikletçinin kullanması gereken standart bir motosiklet eldiveni şu şekildedir: motosiklet eldiveninin şekli şemali bellidir, parmakları kapalıdır, sürtünmeye dayanıklı yumruk korumaları vardır, parmak üstü ve el üstü korumaları ve avuç içi koruma katmanı vardır. 

Bisiklet eldiveni ile veya kaleci eldiveni ile motosiklet kullanılmaz. Ben yaptım oldu diyenlere de saygılar sunarız :)

Korumanın Önemi

Saatte 90 km hızla yol alırken, Allah korusun, asfalt zemine düştüğünüzde ancak 50-60 metre sürüklendikten sonra durabilisiniz. Kuru bir zeminde altınızda motor olmadan 60 metre sürüklendiğinizde oluşacak sürtünme kuvvetiyle oluşan sıcaklık yaklaşık 750-800 dereceye çıkar. Kemikleriniz ise yaklaşık 700 derecede erir. Korumasız olarak bu şekilde düştüğünüzde doku kaybı kaçınılmazdır. Bunun önüne geçmek için kaliteli, CE sertifikalı koruma ekipmanları kullanıyoruz ve düşme anında olan ekipmanlara oluyor, bize değil. "Keşke!" demektense "İyi ki!" demek, çok daha iyi bir tercih.




Motosiklet Eldiveni Markaları

En çok bilinen motosiklet eldiveni markaları:


  • Alpinestars    
  • Bering    
  • Clover    
  • Dainese    
  • Five Gloves    
  • iXS    
  • Kappa    
  • Macna    
  • Prohel    
  • Prosev    
  • Oxford     
  • Racer
  • Revit    
  • Richa    
  • Rukka    
  • Segura    
  • Scoyco    
  • Shima    
  • Ufo    
  • Venom    
  • Vexo


Şeklinde sıralanabilir. Bunların birçoğu motosiklet koruma ekipmanı, kıyafet, bot vs. de üretiyor. Bazıları da Venom gibi kasklarıyla ünlü markalar. Eldiven alırken bu markaların eldivenlerini edinmeniz güvenlik açısından elbette daha iyi olacaktır.



Alpinestars gibi nisbeten pahalı markaların yanı sıra, prohel gibi hesaplı markalar da bulabilmek mümkün. Sadece deri veya sadece tekstil eldivenler üreten veyahut her ikisini birden üreten markalar da var.


Motosiklet Eldiveni Bedenleri

Motosikletçiye gidip yerinde eldiveni deneyerek almak her ne kadar daha iyi bir tercih olsa da bazen internette de beğendiğimiz bir eldiveni almak istediğimizde hangi bedeni alacağımızı bilmemiz gerekir. Elinize uygun eldiveni bulabilmek için elinizin ölçüsünü almanız gerekmektedir. 

Eldiven ölçümü avuç içinin ölçüsü alınarak tespit edilir. Bunu bir çetvel ya da mezuro yardımıyla yapabilirsiniz. Görseldeki 1 nolu kalın pembe çizgi sizin elinizin genişliğini verecektir. Elin çevresini değil, sadece el içini ölçmelisiniz.


Ölçüme göre çıkan el genişliği değerlerden aşağıdaki tablodan eldiven bedeninizi tespit edebilirsiniz.

El Genişliği (cm) Eldiven Bedeni 
6 XS
7 S
8 M
9 L
10 XL
11 XXL


Kaskınız başınızda, rüzgarınız arkanızda olsun. motokeyif 01.06.2017









31 Mayıs 2017 Çarşamba

Başlangıç Motosikleti Nasıl Olmalıdır - 3 - Marka, model tavsiyeleri.



Başlangıç İçin Hangi Motoru Almalıyım?


Birkaç başlangıç motoru önerisinde bulunmanın bir sakıncası olmaz sanıyorum. Göreceli bir durum olmakla birlikte aşağıdaki motorlar, özellikle ikinci elleri başlangıç için alınabilecek tipte motorlar.


Kawasaki Ninja 250: Kolaylıkla başlangıç motorlarının favorisi olabilecek tipte bir motor. Sportbike görüntüsü var fakat gazı açtığınızda da size kaza yaptırmayacak tipte bir motosiklet duruyor önümüzde. Bu motor, 7.000 RPM - 10.000 RPM devirleri arasında ciddi bir güç bandına sahiptir. Acemiliği attığınızda bu güç bandından keyif almaya başlayacaksınız. Yeni Ninja 250'ler kısmen hesaplı ve iyi kalitede üretiliyor. Su soğutmalı ve, enjeksiyonlu, ayrıca ABS fren seçeneği sunan Kawasaki Ninja 250SL'nin 2017 satış fiyatı 3.900 Euro civarında.





Honda CBR250R : CBR250R, Honda'nın Kawasaki Ninja 250'ye cevabıdır. benzer detaylar içerir ve fiyatı da Ninja'ya yakındır (ikinci elini bulmak biraz zor) Görünüm olarak oldukça yakışıklı olan CBR250R'da iyi bir başlangıç motoru olabilecek motosikletler arasında.Tek silindir sıvı soğutmalı motora sahip. DOHC tipi motoruyla, tork ağırlıklı geliştirilmiş bir motosiklettir. Honda, bu motoru üretirken yüksek yakıt ekonomisi hedeflemiştir. Enjeksiyon sistemi, harici filtre sistemi gibi sistemler mevcut.








Yamaha WR 250 R: Ortalama sele yüksekliğine sahip bir dual-sport olan WR250 , 250 CC tek silindirli motora sahip. Diğerleri kadar hızlı değil ama hatayı affeden başlangıç motosikletleri arasında sayılabilir. Yol tipi lastik ve aksesuarlarla donatabilir ve uzun yolda da rahatlıkla binebilirsiniz. İkinci eli az bulunuyor. Kros motor ve kısmen enduro meraklılarını uzun süre idare edebilecek tipte bir motosiklet.





Yamaha YZF-R125 ABS : Yamaha'nın R serisi daha yüksek motor hacmine sahip motosikletleriyle aynı teknoloji kullanılarak üretilmiş. (Yamaha'nın deyimiyle) Sıvı soğutmalı motor ve ABS fren sistemine sahip. 125 cc motor, LCD göstergesi işlevsel, enjeksiyonlu yakıt sistemi motosikletin bazı özellikleri.





Honda CBR 125R  : Ortalama bacak uzunluğu olan sürücüler için uygun bir motordur. Ağırlığı düşüktür. Kullanımı kolaydır. Bu nedenle rahatlıkla başlangıç motorları arasında sayabileceğimiz tipte bir motosiklettir.






KTM Duke 250 ABS : Bu motosiklet, naked sevenler için hem görünüm olarak tatmin edici hem de performans olarak bir çok rakibini geride bırakacak bir performans sunuyor. Başlangıç motoru olarak ideal motorlardan biri.




Yamaha YBR 125 : Çok kullanılan bir motosiklet olması YBR'ye hem ikinci el alım satımında kolaylık sağlıyor hem de her yerde yedek parçalarının bulunması ve hangi motor ustasına gitseniz tamirinin yapılıyor olması sayısız avantajı beraberinde getiriyor. Başlangıç motoru olarak rahatlıkla seçilebilecek motosikletden.






Yukarıda saydığımız motorlardan farklı olarak; Çin malı motorlarla ilgili internette çok çeşitli yorumlar görmek mümkün. Bu motorları da başka bir yazımızda inceleyeceğiz.

Elbette daha ucuz motosikletlerle de motosiklet dünyasına adım atabilirsiniz. Bu tamamen sürücünün bu işe ayırdığı bütçesi ve tercihleri ile alakalıdır. Daha az problem yaşamak için yukarıdaki motorlardan biriyle, mümkünse 125'lik olanlarıyla başlayıp kademe kademe silindir hacmi ve ağırlığı yüksek motorlara geçmek akıllıcadır.

Hatta ve hatta şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki, en iyi başlangıç motoru Scooter'dır. Yeni başlayan biri için dertsiz, tasasız, gaza bas yürü, frene bas dur şeklinde bir motosiklet, debriyajı ve vitesi olan daha karmaşık bir motosiklete göre çok daha avantajlıdır. Bu şekilde yola ve sürüşe odaklanmak daha kolay olacaktır.

Şunu da bilmelisiniz ki etrafınızda yıllardır motosiklet kullanan ve sonunda rahatlığı nedeniyle scooter'da karar kılan sayısız motosikletçi olduğu da bir gerçektir.

Kaskınız başınızda, rüzgarınız arkanızda olsun. motokeyif 31/05/2017

29 Mayıs 2017 Pazartesi

Başlangıç Motosikleti Nasıl Olmalıdır - 2 - Motor gücü,yükseklik ve ağırlık ne kadar önemli?

Temel Özellikler

Ne yazık ki, başlangıç motosikletleri için net bir kategori belirlemek mümkün değil. Fakat bazı noktaları bilmenizin, motosiklet seçiminizde size ışık tutacağını düşünüyoruz.

Motor Gücü: Motor gücü çoğunlukla silindir hacmiyle belirtilir. CC (ingilizcesi cubic centimeters) denilen bu ölçü birimi, pistonların içerisinde gidip geldiği silindirlerin toplamdaki iç hacmini, santimetreküp değerini verir. Büyük CC'li motosiklet daha hızlıdır diye bir kural elbette yok. 




Örneğin; 650 CC motora sahip bir Kawasaki Ninja 650 ile maksimum hızla giden 750 CC'lik bir cruiser'i karşılaştırdığımızda 650 CC'lik Ninja, maksimum hızda Cruiser'a en az 100 Km fark atar.

Not: Motosikletlerin isimleri genellikle motor hacmi ile birlikte anılır. Modelin yanındaki numaralar genellikle silindir hacmini belirtmekle beraber istisnalar da elbette vardır.

Sele Yüksekliği: Sele yüksekliği başlangıç motoru olsa da olmasa da oldukça önemlidir. Daha önce belirttiğimiz gibi sabit dururken alttaki fotografta görüldüğü gibi her iki ayağınız da yere topuklarıyla beraber basmalıdır. Uzun boylu iseniz, düşük seleli bir motosiklet rahatsızlık verici olacaktır. Aksine, bacak boyunuz kısa ise çok yüksek bir motosikleti kontrol etmeniz de zor olacaktır. 




En iyi taktik birkaç farklı motosiklete binip sele yüksekliğini binerek kontrol etmenizdir. Doğru sele yüksekliği bir kere anlaşıldığında göz aşinalığı sayesinde herhangi bir motosikletin yüksekliğinin kendinize uygun olup olmadığını anlayabilirsiniz.

Ağırlık: Bir motosikletin ağırlığı birkaç sebepten dolayı değişebilir. Ağır motorlar uzun yol için uygundur fakat manevra kabiliyetleri düşüktür. Ancak, motoru kazara yatırırsanız (evet bu olacak, merak etmeyin) park halinde düşerse, kimseden yardım almadan tekrar kaldırabileceğiniz ağırlıkta olmalıdır. 

(Çok ağır bir motoru da basitçe yerden kaldırmanın bir yöntemi var. Bunu da başka bir yazımızda ele alacağız.)

Sıfır mı? İkinci el mi?




Çoğu kişi sizi sıfır motosiklet almaya yönlendirecek. Yeni motosiklete başlayan biriyseniz biraz kilometre yapmadan yeni bir motosiklet almaktan kaçının. Neden peki? Çünkü hiç kaza yapmasanız dahi alışana kadar motosikleti belki de defalarca düşüreceksiniz. Ancak, daha az para harcayarak bir motosiklet aldığınızda gerçekte ne tür bir motosiklete ihtiyacınız olduğuna karar vermeniz de kolaylaşacak. Bunun yerine tamir masraflarına para harcamak isteyenlerin elbette kendi tercihidir. Saygı duyarız...

Şunu belirtmek isterim ki çöpe atacak parası olanlar istediklerini yapabilir. Sıfır motosikletin de avantajları olabilir. Makineyi mükemmel bir şekilde çalışmak üzere garantili olarak alırsınız, en ufak bir sıkıntıda götürür servise ücretsiz yaptırırsınız fakat motosikletin parası da ona göredir. Bu yüzden, başlangıç motoru tercihinizi hesaplı bir ikinci elden yana yapın. Sonuçta para, ağaçta yetişmiyor... 




Bir çok ikinci el araç satan sitede motosikletlerle ilgili ayrı kategoriler bulunuyor. Alacağınız ikinci el motor temiz olmalı, çalıntı veya hasarlı olmamalı, lastikleri iyi durumda, seri ve kolay bir şekilde çalışmalı, güçlü ve sarsıntısız bir şekilde yol almalıdır. Görüntüsü ve sürüşü hoşunuza giden bir motosiklet modeli bulduğunuzda, aynı marka, model motosikletlerle karşılaştırmak üzere aynı modelden birkaç farklı motora binin. 




Unutmayın ki bu güzel makinelerden birini beğendiğinizde, artık siz de geri dönüşü olmayan, keyifli ve uzunca bir yola girdiniz demektir...

Kaskınız başınızda, rüzgarınız arkanızda olsun... motokeyif 29.05.2017


Başlangıç Motosikleti Nasıl Olmalıdır - 1 - Motor Tiplerine Bir Göz Atalım


İlk Motosikletinizi Alırken Bilmeniz Gerekenler

Amansız hayat koşturmacası, çoğumuzun maruz kaldığı stresli yaşam tarzı... İnsan bazen alıp başını gitmek istiyor. Başımızı alıp gidemesekte, kaskımızı alıp motosikletimize bindiğimizde, dertler derya olsa hepsini unutuveriyoruz. Gerçekten de motosiklet, diğer araçlardan farklı olan sürüş tarzı ve kendine has dinamikleri ile hiçbir arabanın veremeyeceği hissleri size yaşatabilir. 

Motosikletçi bir büyüğüm derdi ki : "Rüzgarı yedinmi bütün dertleri unutursun". Gerçekten de öyledir.

Motosiklet sizden keskin bir görüş, sağlam bir bilinç, dikkatli bakışlar, istek, heyecan ve tutku ister. Bütün bu duyguları harmanlayarak kullanırsınız motosikletinizi. Tehlike??? Elbette tehlikeli. Bu hobiye yeni başlamak isteyenler bu tehlikenin pek de farkında olmadıkları için başlangıç çıtasını biraz yüksek tutuyorlar. Olması gerekenden daha yüksek... 

Ancak; arabaların korumalı kafeslerinden çıkıp, özgürlüğe kavuşmadan önce bazı noktaların iyi bilinmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Motosikletin Temelleri

İlk sıvı yakıtlı motosiklet, Alman mucitler Gottlieb Daimler ve Wihelm Mayback tarafından 1885 yılında icat edildi. O zamandan beri sayısız çeşit ve büyüklükte farklı amaçlar için ve farklı motorlara sahip motosikletler üretildi. Beş temel kategoriyi görelim:


Cruisers


Harley Davidson bunun bir örneği. Düşük sele, geride oturma pozisyonu tipik özellikleridir. Genellikle büyük motora sahiptir, yarış için veya yüksek performans için üretilmemişlerdir. Bir çok büyük motosiklet markası cruiser tipi motosiklet üretmektedir.





Sportbikes



Popüler bir motosiklet tipi olduğu söylenebilir. Yüksek performans ve dolayısıyla yüksek hız için üretilmiştir. Eğer yeni başlayacaksanız ilk birkaç yıl bu motosikletlerden uzak durmanız gerekiyor. Yeni başlayanların yaptığı en büyük hata, güçlü, ağır ve büyük cc'li pahalı ve hızlı bir sportbike alarak asfalta çıkmaktır. Aslında bütün motosikletleri kontrol etmek kolaydır fakat öncesinde bir süre kas hafızanızla vücudunuza ve beyninize bunu iyice öğretmeniz gerekiyor. Daha yolun başında bu motorlardan bir tane edinmeniz durumunda tepkileri gayet hassas bir motora alışmadan binmiş olursunuz ve kaza yapma riskiniz artar. Başlangıç için sportbike almayın, fakat yarış motoru ile başlayamadığınıza üzülmeyin de... motosikletten keyif almak için ille de hızlı ve öfkeli olmanız gerekmiyor. Alışın, öyle alın, bir ömür boyu keyifle binin.

Touring




Touring motosikletler çok farklı ebat ve tiplerde karşımıza çıkar fakat amaçları aynıdır: uzun yol seyahatleri. Honda Goldwing veya fotoğraftaki BMW K1600GTL gibi bazı motosikletlerin geniş elcik korumaları, büyük rüzgar camları, yan çantaları ve rahat bir selesi, stereo sistemi ve GPS'i bulunur. Dingil açıklıkları da oldukça geniş olan touring motosikletler uzun yolda muazzam bir sürüş keyfi sunar fakat yüksek fiyatı ve ağırlığı nedeniyle başlangıç motoru olmaya pek müsait değillerdir. Bunun yanında bu motosikletlerin, uzun yol için kesinlikle harika bir seçim olduğunu unutmamak gerekir.

Dual Sport





Off-road (yol dışı) kullanım için üretilmişlerdir. Supermoto hariç cross motorlar arazi şartlarına uygun dingil açıklığı, lastik tipi ve amortisör, motor ağırlığı sunar. Aslında başlangıç motoru olarak tercih edilebilecek bir motordur diyebiliriz. Tabi tercihe bağlı bir konu olmakla birlikte eğer yeterince uzun boylu değilseniz, seleye oturduğunuzda her iki ayak tabanınız da yere temas etmiyorsa bu motosikletler size uygun olmayabilir. Çoğu kros motorun selesi yüksektir. Bazı motorlarda amortisör seviyelerini düşürmek mümkün olabiliyor. Motoru alırken bunu kontrol etmeyi unutmayın.

Standart Motosikletler




Çok farklı tipte motorlarla dolu bir kategoridir... Bir önceki dört motosiklet tipinden alıntılar içerir. Etrafta gördüğümüz motosikletlerin çoğunu bu standart gruba dahil edebiliriz. Genellikle selesi cruiser'lara göre yüksek, motor gücü değişkenlik gösterir fakat genellikle yüksek cc'lere çıkmaz.

Standartlar genellikle başlangıç motoru için iyi bir seçim olduğu söylenebilir. Bize göre başlangıç motoru seçiminde ilk sırayı alıyor; nedenine gelecek olursak: bu motorları öğrenmesi kolaydır, fiyat olarak daha hesaplıdır, belirgin bir sürüş zorluğu ve kasksız ve korumasız kullanmadığınız ve agresif kullanmadığınız müddetçe ciddi bir tehlikesi yoktur.

Bir sonraki yazımızda:

Başlangıç Motosikleti Nasıl Olmalıdır? - Motor gücü,yükseklik ve ağırlık ne kadar önemli?

konusunu inceleyeceğiz.

Kaskınız başınızda, rüzgarınız arkanızda olsun.  motokeyif 29.05.2017


28 Mayıs 2017 Pazar

İkinci El Motor Alırken Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Sıfır motor fiyatları giderek artınca aynı motosikletin ikinci elini almak daha mantıklı gibi görünebilir. Çeşitli motosiklet modelleri arasından beğendiğimiz motosikletin sıfırını almak yerine temiz bir ikinci elini alıp hem ekonomi yapmak hem de sevdiğimiz motora kavuşmak istiyor olabiliriz.

Beğendiğiniz bir motosiklet yeni çıktı ise ikinci elini bulmak biraz zor olabilir. Bu durumda bir süre bekleyip ikinci el piyasasının oluşmasının ardından aramaya koyulabilirsiniz. İkinci el motosiklet fiyatları elbette ki sıfır motosiklet fiyatlarına göre daha düşük olacaktır. Motor fiyatları size yüksek geliyorsa bu avantajın dezavantaja dönüşmemesi için, kullanılmış motosiklet alırken dikkat etmeniz gereken bir dizi noktayı sizin için incelemeye çalıştık. Dikkat edersek, umarız ki ekonomi yapacağız derken kazık yemekten kurtuluruz.



Satıcının Durumu Önemli

Satılık motor yazısını internette veya herhangi bir yerde gördük. Ardından satıcıyı telefonla aradık veya görüşmeye yanına gittik. Burada dikkat edilmesi gereken birkaç nokta var. Satıcının çok abartılı konuşması veya çeşitli pazarlama taktikleri ile (mesela çok fazla ve uzun, gereksiz konuşarak) motosikleti satmaya çalışması sizi bir miktar şüphelendirmelidir. Kaliteli, ciddi kusuru olmayan ve kusur saklamaya çalışmayan bir malın satıcısı genellikle fazla konuşma gereği duymaz. Malını tanıtacak genel bilgileri verir çekilir.

Satıcıya sorular sorun. Bu motosikletin bilmem gereken bir kusuru var mı? Yağ değişimini zamanında yaptınız mı? Bakımları zamanında yapıldı mı? Kilometresi orijinal mi? Hiç kaza yaptı mı? Motorun kaçıncı sahibisiniz? Bu soruların bir kısmının cevabını kendimiz de araştıracağız fakat satıcı dürüstse size eksiği gediği söyleyecektir.

Fiyat Belirleyici Olabilir - Çok Düşük Fiyat iyi Değil

İkinci el motosiklet fiyatları, sıfır motosikletlere göre daha düşük olur demiştik. Bu doğrudur fakat şunu da unutmamak gerekir ki fiyatı çok çok düşük bir motosikletin de ciddi bir kusuru olma ihtimali çok yüksektir. Bu yüzden "kelepir" diye almayı düşündüğümüz motosikleti diğerlerinden daha çok incelemeliyiz. Satıcı hiç kusuru olmadan da düşük fiyattan satmak istemiş olabilir elbette fakat bu genel olarak böyledir. Satış sitelerinde düşükten yükseğe sıralama yaptığınızda en üstte hep kazalı araçlar çıkar. Bu yüzden bu konuya dikkat!!!



Motosikletin Genel Görünümü

Almak istediğimiz motosikletin ilk önce genel görünümüne bakarız. Motosikletin çok fazla toz toprak içerisinde olması, grenajında çeşitli yerlerinde çizikler olması, selesinin fazla eskimiş olması bakımsız olduğu anlamına gelir. Toz-kir belki yıkamayla geçer fakat motosikletini seven bir sürücü vakit buldukça motosikletini temizler, kir ve pastan arındırır, hareketli parçaları yağlar. Ara sıra yapılan bu yağlama işi aşınmayı önler ve motosikleti korur.

Motosikletin motorunun sağına soluna dikkatlice bakmanızda fayda var. Herhangi bir yağ sızıntısı varsa contalarında sıkıntı olabileceğini hatta daha da fazlası motorda çatlaklar olabileceğini gösterir. Bu durumda daha dikkatli bir inceleme yapmanız gerekebilir. Zincir çevresinde bir miktar yağ birikmesi normaldir.

Motosikletin yağ seviyesi görüntüleme penceresi motorun üzerinde bulunur. Aşağıdaki fotograftaki gibi berrak olması motor yağının yeni değiştirildiğini gösterir.



Tramer Kaydı

Sadece arabalar için değil, istediğiniz herhangi bir aracı tramerde sorgulatabilir ve kaza, kilometre gibi bilgileri alabilirsiniz.

Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi'nin sunduğu bu uygulama ile yapmanız gereken sadece motosikletin ruhsat bilgilerine ulaşmak. Sorgulama işlemi için https://www.sbm.org.tr/tr/OnlineIslemler/Sayfalar/KazaTespitTutanagiSorgula.aspx linkine tıklamanız gerekmekte. Ardından yönergeleri izleyerek Plaka ve TCKN ile sorgulama yapabilirsiniz.

SMS ile sorgulama yapmak istediğinizde ise plaka bilgisini örneğin "34ABC1234" şeklinde yazıp 5664'e  mesaj olarak göndererek 4 TL ücret karşılığında sorgulama yapabilirsiniz.

Plaka Değişimine Dikkat

Plakası değişen araçların tramer bilgileri sisteme düşmediği veya bir şekilde geç düştüğü için kaza yapmış araçların plakalarını değiştirdiklerine rastlayabilirsiniz. Ne yazık ki böyle bir denetimsizlikle karşı karşıya kalmak mümkün olabiliyor. 

Siz aracı tramer kaydı yok, tertemiz, kazasız diye alıyorsunuz ardından bir süre sonra muayeneye götürüyorsunuz. Ruhsatta şasi numarası da çoğunlukla değişmiş olan aracı gerçek şasi numarasına getirdiğiniz anda hooooppp!!! eski tramer kayıtları da araca yükleniyor. Ve kazasız sandığınız bir araç bir anda kazalı hatta ağır hasar kayıtlı olabiliyor. Bu konuya dikkat!!! Bundan kaçınmanın yolu, sigorta şirketlerine aracın eski plakası olup olmadığını sormak ve eski plakaları da tramer sorgulamasına tutmak en doğrusu. Tabi bu çoğumuzun aklına gelmiyor. "Şeytanın bile aklına gelmez" derler ya... Aynen öyle...



Şasi Numarasından Sorgulama

Ruhsata ulaşabilirseniz tramer sorgulamasını şasi numarasından da yapabilirsiniz fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: ruhsattaki şasi numarası ile araçtaki şasi numarası birbiriyle uyuşuyor mu? Uyuşuyorsa bir de şasi numarasından sorgulama yapın ve içiniz rahat olsun. Fazla da heyecan yapmaya gerek yok elbette. 

Genellikle benim gibi işini garantiye almak isteyenler bu tür derinlemesine araştırmaları mutlaka yapar. Aksine motoru karşıdan görüp de kısa bir tur dahi atmadan "tamam, aldım ben mu makineyi!!!" deyip alttaki fotoğraf misali motorun üstüne atlayan adamlar tanıyorum. 



Motosikletin şasi numarası farklı yerlerde olabiliyor fakat genellikle küçük bir plakayla perçinlenmiş haldedir ve görünür bir yerdedir. Scooterlarda şasi numarası ise genellikle gidon borusunun üzerindedir. Sürücü dizlerinin hizasında küçük bir kapak olur. Çıkarırsanız bu bilgiye ulaşabilirsiniz.


Bir Bilene Danışın

Sadece motosiklet alırken değil, tüm pahalı şeyleri alırken mutlaka yanınızda ikinci bir göz bulunsun. O işte çok uzmansanız ayrı fakat ortalama bilgiyle pahalı ve muhtemelen çok istediğimiz bir şey hakkındaki olumsuzlukları görmemiz bazen zor olabilir. Yanınızda götüreceğiniz kişi, motordan iyi anlayan ve mümkünse yıllardır motosiklet kullanan deneyimli biri olursa çok daha iyi olacaktır. Hem bu kişilerin motosikletin nerelerine baktığını, nesine dikkat ettiğini gözlemleyerek zamanla siz de bu işte uzmanlaşabilirsiniz. Sonuçta bu iş falcılık değil. Doğuştan da öğrenilmiyor. Her şey mekanik ve sonuçta her motosikleti insan yapıyor. Uzmanlaşmak gayet mümkün.



Uzman kişiyi yanınızda götüremiyorsanız sahibinden rica edin, isterse sahibiyle birlikte motoru alın ona götürün. "Bakacaksan burada bak" diyenlere itibar etmeyin. Bırakın motosikleti başkasına satsın. Belki güvenlik gerekçesiyle bunu söylüyor olabilir ama sonuçta para da kolay kazanılmıyor. Alışverişte müşterisine kolaylık sağlamak, satıcının görevidir. Akıllı ve dürüst müşteriler, akıllı ve dürüst satıcılarla ticaret yaparlar. Arıza çıkarıyorsa bırakın motorunu kendi gibi arıza birine satsın. Sonuçta böyle birine para da kazandırmak istemeyiz.




Kontrol Edilmesi Gereken Noktalar


  • Motorun yağ kaçırıp kaçırmadığına bakılmalı, aynı şekilde amortisör körükleri sıyrılarak amortisörlerin sağına soluna bakmalı ve buralarda da yağ kaçağı olmamalıdır.
  • Gidon kilidini kontrol edin, eğer yamulduysa, kırıksa motosiklet çalıntı veya daha önce çalınmış bulunmuş olabilir. Nedenini sorun. Kaza yapmış olabilir.
  • Arka salıncak yatağı, arka tekerin yerle temasını kestikten sonra sağa sola sallanıp sallanmadığı kontrol edilmelidir. Orta sehpada denenebilir.
  • Gidon bilyelerinden dağılma boşluk vs. olmamalı ön tekeri havaya kaldırıp gidonu sağa sola çevirin herhangi bir gıcırtı, zorlanma, tıkırtı vs. olmamalıdır.
  • Fren balatalarını kontrol edin. Fren balataları yetersizse değişmesi gerekebilir.
  • Paslanmaya dikkat!! Genellikle ısınıp soğuyan egzosta paslanma olup olmadığını mutlaka kontrol etmelisiniz. Bunu egzos susturucusuna vurarak yapabilirsiniz. Pas, partikül vs. varsa içerden ses gelir.
  • Lastikler 2 mm den daha az diş derinliğine sahipse değişme zamanı geçmiş demektir.
  • Zinciri elinizle kontrol etmelisiniz. Çekiştirdiğinizde dişliden çıkıyorsa işi bitmiştir.
  • Soğutma suyuna bakın!!! Köpüklü ve tahin kıvamında ise silindir kapak contası aşınmıştır. Daha kötüsü motor bloğunda çatlak olabilir.
  • Motoru soğukken kendiniz çalıştırarak deneyin. Motor soğukken belli olur. Soğukken zor ve gürültülü çalışıyor, egzostan mavi veya siyah duman atıyorsa uzak durun.
  • Teker sekiz çizmemeli. Orta sehpada tekerleri döndürerek sabit bir noktadan tekere bakın. Sekiz çizmemeli, ip gibi düzgün olmalıdır.





Binin, Gezin, Keyif Testi Yapın

Motosikletin satıcısı sizin normalde motor kullanan ve güvenilir biri olduğunuza kanaat getirdiğinde motosikletine binmenize izin vermelidir. Eğer izin veriyorsa saklayacak pek bir şeyi olmadığı anlamına da gelir. Bindiğinizde motosiklette sağa- sola çekme, titreme, tekleme olup olmadığına bakın. Rahatsızlık verecek derecede bir olumsuzluk varsa nedenini sorun. Motoru, bindiğiniz aracı rahatlıkla çekip götürmelidir. 



Gazı açtığınızda motorun devrinin yükselmesi ve  hızlanması iyi olmalıdır. Bayıla bayıla, nazlı nazlı gidiyorsa bir yerinde bir sorun vardır. Bayır yukarı orta ayar gaz vererek motoru fazla bağırtmadan tırmanmanlıdır. Güçsüz düşmemelidir. Vites geçişlerinde problem olmamalıdır.

Bunların dışında ufak tefek sorunları da fazla kafanıza takmayın. Hem küçük bir bütçeyle tamiri mümkün olan, hem de sürüş keyfini fazla etkilemeyecek sorunlara takılırsanız, bazı fırsatları da kaçırmanız işten değil. Sonuçta ikinci el motor alıyorsunuz. Fazla yıpranmamış olması, bakımlı olması ve ciddi kazası olmaması yeterlidir. Hiç yıpranmamış olanı zaten "sıfır" olanıdır. Sıfır motor fiyatları da malumunuz...

Kaskınız başınızda, rüzgarınız arkanızda olsun. motokeyif 28.05.2017

26 Mayıs 2017 Cuma

Motosiklette U Dönüşü Nasıl Yapılır?


Basit görünebilir, fakat motosikletinizle her seferinde tatlı “u” dönüşleri yapmak gayret gerektiren bir iştir. Bu yazımızda “u” dönüşünün inceliklerini inceleyeceğiz.

Düzgün “u” dönüşü nasıl gerçekleştirilir? Şu ipuçlarını dikkate alırsanız ve güvenli açık bir alanda bolca pratik yaparsanız “u” dönüşlerinin kolayca yapılabileceğini göreceksiniz.


İş, Bakışlarda Bitiyor

Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi “motosikletiniz, baktığınız yere gider”. Bu yüzden araba sürmekten farklı olarak; motosiklet kullanırken, nereye baktığınız çok önemlidir. U dönüşlerinde bu durum, belirgin bir şekilde dengenizi de etkiler. Bu şu anlama geliyor: “aşağı bakma, virajın içine bak, çünkü motosikletin gitmesi gereken nokta orası.”

Sabit bir biçimde gözlerinizi gideceğiniz noktaya, ileriye odaklamak, yerdeki asfalta değil, nereye gidecekseniz oraya odaklanmak gerekiyor.


Debriyaj Kavrama Noktasında Sürün !!!

Kavrama noktası, debriyajınızın motorla irtibata başladığı, motor gücünün bir kısmını, asla tamamını değil, arka tekere aktardığı noktadır. Boş viteste u dönüşü yapmayı denemeyin. Herhangi bir viteste tam gaz u-dönüşü yapmayı asla denemeyin. Bunun yerine; kavrama noktasında sürmek size gaz kolunu çevirerek, daha fazla hız kontrol imkânı verecektir.
Dönüşte hız kontrolü neden önemli? Sürüş esnasında fark edilmese de, dönüşlerde motosikletin yatış açısı, “hız” ile hassas bir şekilde kontrol altında tutulur.





Arka Freni Kullanmalısınız

U dönüşü esnasında ön fren kullanmaktan kaçının. Ön çatalın, düşük hızlarda giderken çok daha hassas olacağını unutmayın. Arka freni kibarca sıkmak stabilite sağlar, viraja doğru manevra yaparken motosikletiniz daha iyi kontrol etmenize imkan verir.




Ağırlığınızı Ortalayın

Virajın içinde kalan bacağımız, doğal bir dışarı uzanma eğilimi gösterir. Fakat motosikletiniz, sürücünün vücut kütlesi motosiklete yakın olduğunda daha kontrollü yol alır. Ayaklarınızı ayak peglerinde tutun; eğer gerekliyse, cross motorlarda kullanılan dönüş tekniğine benzer bir şekilde dıştaki ayağınıza daha fazla güç vererek dönüşe destek verebilirsiniz.



Her İki Yöne Pratik Yapın

Bir çok insan sola dönüşün, sağa dönüşten daha kolay olduğunu söyler. Bunun bilimsel bir açıklaması elbette var fakat açıkçası neden olduğuyla çok fazla ilgilenmemize gerek yok. Bizim ilgilendiğimiz nokta “her iki yöne nasıl sağlıklı dönüş yaparız?”  Daha dengeli u dönüşleri yapabilmek için boş bir alanda 8 ler çizerek alıştırma yapmalısınız.


Benzer şekilde, düşük hızda geniş bir alanda sağa doğru geniş bir daire çizerek sürüş yapmalı ardından motoru durdurmadan yavaş yavaş daireyi spiral çizerek daraltmalısınız. Hayali olarak çizdiğiniz spiral artık dönüş yapamayacağınız kadar daraldığında dönüşten çıkıp diğer yönde spirale başlamalısınız. Dönüşlerde gideceğiniz yöne doğru kafanızı çevirmeyi unutmayın. Özellikle yön değiştirme esnasında kafanızı ve bakışlarınızı gideceğiniz tarafa çevirmelisiniz.

Keskin bir U Dönüşü Yapmak İçin...

Üçüncü bir egzersiz de keskin u dönüşü egzersizidir. Bu egzersizi yeterince uyguladığınızda çok keskin ve dengeli u dönüşleri yapabildiğinizi göreceksiniz. Yine her iki yöne doğru yapılan bu egzersizde döneceğimiz yere yaklaştığımızda hızımızı düşüreceğiz, şekildeki gibi bir iç-dış hareketi ile motoru dörtte üçlük bir çember çizecek şekilde döndüreceğiz.



Kaskınız başınızda, rüzgarınız arkanızda olsun. motokeyif 26/05/2017