15 Ekim 2015 Perşembe

Motosiklette En Rahat Oturma Pozisyonu Hangisidir?

Motosiklette En Rahat Oturma Pozisyonu Hangisidir?


Motosiklet binicisi, özellikle uzun yol yaparken motosikletin durumuna ve titreşimine göre aralarda dinlenmek için motorundan indiğinde bacakları dışında başka ağrıyan yerleri var ise bu demek oluyor ki motosiklete doğru oturuş pozisyonunda binemiyor veya oturuşunda ve genel duruşuna bir bozukluk olduğu anlamına gelir.


Arabada bu tam olarak böyle değildir. Arabalar dört teker üzerinde durduğu için oturuşunuzun yorulmanıza veya aracınızın yol tutuşuna, güvenliğine çok fazla bir etkisi olmaz. Genellikle yeni model konforlu araçlar, belinizi yormayacak ve yolu en iyi görecek şekilde oturmanızı sağlayacak koltuk dizaynına sahiptir. Motosiklette ise bunu kendiniz ayarlarsınız.

Özellikle uzun yolda mola verdiğinizde veya seyahatin bitiminde hem daha az yorulmuş hem de güvenli seyahat etmenin tadını çıkarmış olursunuz.

İlk olarak ayaklardan başlamak gerekirse;

Doğru Ayak Pozisyonu

Uzun yolda, motosiklet ayaklıklarına (bunlara "peg" de denir) ayağınızın ön topuğunu yerleştirirsiniz ve topukları 15-20 derece eğimli olmak üzere yukarı kaldırırsınız.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta ayak açısını ne çok dik ne de çok yatay tutmaktır. Ayağınızın rahat edeceği açıyı yakalamalısınız. Ayaklar çok dik durursa en ufak bir hareketlilikte pegden aşağı kayacaktır. Çok yan durursa da sürücü aşağıda bahsedeceğimiz depo kavramayı sağlayamayacaktır ve aynı zamanda aşil tendonundaki gerginlikten ötürü, bacakların tıpkı bir amortisör olarak kullanılması mümkün olmayacaktır.



Aşağıda resimdeki sürücünün sol ayağının pegdeki pozisyonu doğru bir ayak pozisyonudur.



Ayak Pozisyonu


Oturduğunuz yerde bacak bacak üstüne atın ve üstteki ayak bileğinizin boştayken pozisyonunu inceleyin. İşte bileğiniz bu rahat pozisyonunda olmalıdır. Tek farkı ayaklarınızın taraklı kısmı peglere basacağından dolayı bu kısım, ayağı zorlamayacak biçimde kıvrık olmalıdır.

Ayağın Duruşu ve Bacağın Amortisör İşlevi Görmesi

Ayaklarımızın konumunu ayarladıktan sonra hemen hemen tüm motosikletlerde dizlerimizle depoyu iki yandan sıkıca tutarız. Bu bizim motosikleti daha zayıf olan kollarımızla değil, daha güçlü ve daha sabit duran bacaklarımızla kontrol etmemiz anlamına gelir. 

Kontrol etmek derken bu konuyu biraz açmak istiyorum. Motosikletin kontrolünü, sadece gidonu çevirmek veya gaza frene basmak olarak düşünmemeliyiz. En küçüğünden en büyüğüne, en yavaşından en hızlısına tüm motosikletler istisnasız, ancak ağırlık merkezi ve sürüş dinamikleri sürücü tarafından dengelendiği taktirde biniciye güvenli sürüş keyfini yaşatacak araçlardır. Bunu da ancak tüm vücudumuzu kullanarak yapabiliriz.

Motosikleti eller tutmaz. Motosikleti bacaklarımız tutar, belimiz dengeler. Seri halinde arka arkaya eklenmiş videolardan oluşan motor kazalarını hepiniz izlemişsinizdir. Bazı kazalarda motosiklet "kafa salınması" denen hareketi yaparak sallana sallana en son ya binicisini üzerinden atar ya da binici eğer deneyimliyse ve şartlar da müsaitse motosikleti toparlayıp yoluna devam ettiğine şahit olmuşsunuzdur. İşte bu kafa salınması denen hadise en çok yanlış duruştan, ağırlığı yanlış yere vermekten ve motoru bacaklarla değil, ellerle tutmaktan kaynaklanır. Nitekim bu salınım başladığında bundan kurtulmanın yolu dizleri iyice sıkmak ve eğer yol müsaitse gidonu serbest bırakmaktır.

Konumuza dönmek gerekirse; ayağın konumu bacağı, bacağın konumu da elleri ve kolların konumunu düzene sokacağından dolayı başlarda zor da olsa, kendimizi uygun ayak pozisyonuna alıştırmak en doğrusudur. Topuklarla peglere basmak depoyu gevşek tutmanıza sebebiyet verecektir. Frene basmak istediğinizde sağ ayağı aşağı alıp frene basmalısınız vites değişiminde ise yine sol ayakla vites değiştirip ayağı yine eski pozisyonuna almalısınız.

Peki gerektiğinde hızlı bir şekilde fren yapmak bu şekilde mümkün olacak mı? Şehir içinde giderken genellikle ayağınızın fren pedalına baskı yapmayacak şekilde üstünde bulunması daha güvenli olacaktır. Ama alıştığınızda bu şekilde de oldukça hızlı fren yapmak mümkündür.

Ayaklarınız peg üzerindeyken viraja girmek istediğinizde veya kasis geçmeniz gerektiğinde temkinli olmalısınız. Yanlışlıkla fren yapılması durumunda istenmeyen sonuçlar doğurabilir.

Belin ve Sırtın Duruşu

Neredeyse tüm motosikletlerde optimum bel açısı farklıdır. Endurolarda ve chopperlarda daha dik duruş açısıyla sürmek mümkünken racing motorlarda depoya sarılarak iyice öne eğilmek gerekebilir. Genel olarak dik oturuş açısı olan motosikletlerde hafifçe öne ağırlık vermek fakat kolları hiçbir şekilde kasmamak gerekir. Omuzlar düşük ve rahat olmalı ve seleyle aranızdaki mesafe yaklaşık bir yumruk sığacak kadar olmalıdır.



Eğer arkaya yakın oturursak ne olur? Motosikletin yol tutuşu sürücüsünün nereye ağırlık verdiğiyle de alakalı olduğu için arkaya ağırlık vermek motosikletinizin ön teker hassasiyetini azaltacaktır. Hatta kalkışlarda küçük bir hatada tek tekere kalkmanıza sebebiyet verebilir. Bu yüzden  özellikle yeni bir motosiklet aldığınızda boş ve güvenli bir alana çıkarak; ağırlık merkezi, hızlanma ve yavaşlama, sağa ve sola dönüş denemelerini bolca yapın. Motorun ağırlık merkezini tespit etmeye çalışın.

Ayrıca motosiklette unutmamanız gereken bir harekette ağırlık merkezini yolun eğimine göre ayarlamaktır. Özellikle crossçular bunu çok iyi bilirler. Motosiklet eğimli bir yolda eğimin olduğu tarafa kendiliğinden ağırlık verdiği için iyi bir yol tutuşu sağlamak amacıyla, bayır yukarı çıkarken ön tekere bayır aşağı inerken arka tekere ağırlık verilir.

Kol Pozisyonu

Motosiklet kullanırken rahat olamamanın en kötü yanı güvensiz ve rahatsız bir sürüş ve sürüş sonrası ağrılardır. Eğer bunları yaşamak istemiyorsanız rahat sürüşün inceliklerini öğrenmelisiniz.

Kollar, motosikletin yolda düz durmasını ve dönüşleri sağlıklı bir şekilde yapabilmesine katkı sağlar. "Katkı sağlar" dedim çünkü dönüşler tümüyle kollarla yapılmaz, yapılmamalıdır. Sonuçta elinizin altında gerektiğinde aracınızı durdurarak beş tur çevirebileceğiniz ve sonrasında dönüş yapabileceğiniz bir direksiyon yok. Motosiklette dönüşler biraz farklıdır. Bu konuyu kontra basmakla ilgili yazımızda detaylıca ele aldık.

Motosiklet kullanırken kollar yola paralel tutulmalı ve olabildiğince rahat olmalıdır. Gidonu sıkı sıkı tutmak sürüşü daha güvenli kılmayacağı gibi yoldaki en ufak bir engelin motosikletin dengesini bozmasına sebebiyet verir. Gidonu tutarken küçük bir çocuğun elini tutar gibi nazik bir şekilde tutmalı ve tutmaçlara hiçbir şekilde yüklenilmemelidir. Öne eğiliyor olsak bile vücut ağırlığımızı hep belimize vermeliyiz. Kollarımızı dirsekten yukarı aşağı oynatabiliyorsak kol pozisyonumuz ve kolların gevşekliği normaldir.



Dönüşlerde Kolların Durumu

Dönüşleri kontra basarak yaptığımız için sadece dönüş yönündeki kola ağırlık vermemiz ve dönüş yönündeki gidonu kibarca itmemiz yeterli olur. Aynı anda zıt yöndeki bacağımızla da depoyu iterek, başımızı da virajın çıkışına, görebildiğimiz en uzak noktasına çevirerek istediğimiz yöne güvenli bir dönüş sağlayabiliriz.




Baş Pozisyonu

Unutmayın!!! Motosikletiniz her zaman, baktığınız yere gider.

Motosiklet sürerken başınızı 1 saniyeden fazla yoldan ayırmamalısınız. Tabi bu saatte 40 km hızla giderken normal trafikte geçerli. Saatte 100 KM hızla giden bir motosiklet sürücüsü gözünü 2 saniyeliğine yoldan ayırdığında yaklaşık 55 metre yolu ezbere gider. Başınızı bakmanız gereken yere hızlı bir şekilde çevirip tekrar yola çevirmeye alışmalısınız. Bunu ne kadar hızlı yaparsanız o kadar iyi.

Motosiklet kullanırken çenemiz, ufuk çizgisine paralel durmalıdır. Bu dönerken de aynı şekilde gerçekleşir. Düz yolda yürürken düşmememiz için başımızın içinde doğuştan var olan yataylık sensörleri (uçaklardaki jiroskop) bulunur. Yana yatık bir baş, ufuk çizgisinin  kafamıza göre aynı düzlemde olmadığı bilgisini beynimize göndererek vücuda kendini dikleştirmesi emirleri gönderir. Beyin, motosiket kullandığımızın farkında olduğu için bedenimiz otomatik olarak motosikleti dikleştirmeye ve virajın dışına çıkarmaya çalışır. Bu etkiyi düz yolda yürürken kafanızı yana yatırarakta deneyebilirsiniz.

Kafanızı ufuk çizgisine paralel tuttuğunuzda ise kulak içerisindeki jiroskoptan beyninize şu bilgi gider:

Jiro     :Baba Naber?
Beyin : Eyvallah baba durum nedir?
Jiro     : Jiroskop değerleri normal, vücut dik, herşey yolunda, yani düşmüyoruz, başka şeylere odaklanabilirsin"
Beyin  : Ok. Kib...

(Benimki birazcık farklı çalışıyormuş bunu anladım:))

İşte başı dik tutmanın temelinde bu gyro faktörü yatar. Viraja girerken bakış açımız virajın içerisine doğru olmalı ve başımız olabildiğince yere paralel olmalıdır.




Kaskınız Başınızda, Rüzgarınız Arkanızda olsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder